Kadın Olmak... Anne, Eş, İşçi, Lider, Emekçi... 8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun.

8 Mart 2022 Salı

İnsanlık tarihinde bazı dönüm noktaları toplumları derinden etkileyerek değiştirebilecek güce sahiptir. İnsanlığın başlangıcından beri var olan çalışma olgusu içinde kadınlar köle, çırak gibi roller üstlenirken, sanayi devrimi ile birlikte kadınların da çalışma hayatına katılmaya başladığı devrimsel bir sürecin başlangıcı olmuştur. Yaşanan ekonomik gelişmeler, sanayileşme, teknolojinin hızla ilerlemesi, kadınların sadece tarımsal üretim koşullarında değil, sanayi, hizmet, inşaat vb diğer sektörlerde de yıllar içinde yerlerini almalarını sağlamıştır. 

İK profesyoneli olarak iş ve özel hayatımdaki görüşüm, kadın-erkek eşittir deyip konuya bu açıdan bakmak yerine, cinsiyet farklılığının farkında olup, daha şeffaf bir politika izlemek. Şirketlerde her geçen gün kariyer basamaklarını tırmanan ve şirketlerin geleceklerine yön veren pozisyonlarda olan hem kadın hem erkek çalışanların olması, iş yerinde çeşitliliğin artmasına, farklı görüşlerin ve iş yapış tarzları ortaya çıkmasına yol açmakta. Olaya bu penceren bakmak bana daha bütüncül ve herkesi kucaklayıcı geliyor.

Bugün ülkemizde kadın ve erkek istihdam farkının en az olduğu sektör hala tarım sektörü olmakla birlikte, Türkiye’de özellikle belli eğitim seviyesinde olan kadınların çalışmakta olduğu meslek gruplarında oldukça başarılı olduğunu görüyoruz. Fakat kadın mesleği olarak görülmeyen teknisyenlik, tesis ve makine operatörlüğü gibi işlerde kadınların oranları oldukça düşüktür. Şirketimiz Oluklu mukavva sektöründe 30 yılını geride bırakırken üretim hattında 20 yılı aşkın süredir 4 kadın çalışanımız yıllardır bizimle birlikte emek vermektedir. 15 yıldır kariyerine İnsan Kaynakları profesyoneli olarak devam eden bir kadın yönetici olarak, Onurcan Ambalaj bünyesinde çalışmaktan gurur duyuyorum. Şirketimiz çalışanına kadın ya da erkek olmalarından bağımsız, çalışanlarını; çevik, yaratıcı, çözüm ve fark yaratan, inovatif, değişen-dönüşen, sınırlarını zorlayan insanlar olarak değerlendirmektedir. Bu bakış açısıyla İK politikaları ile çalışanlarımızı motive etmemizi sağlayan başta Sn. Nazım Kazanan’a , Genel Müdürümüz Sn. Muratcan Kazanan’a ve Yönetim Kurulu Başkanımız Elif Kazanan Cun’a da tüm çalışanlarımız adına çok teşekkür ediyorum.

Yine TUİK verilerine göre ülkemiz nüfusunun %49,9 ‘unu kadınlar, % 50,1’ini erkekler oluşturmakta fakat istihdam oranı kadınlarda %26,3 iken erkeklerde %59,8. Bu rakam hem kadının çalışma hayatında yaşadığı zorluklardan, hem de fırsat eşitsizliğinden ve maalesef ucuz iş gücü olarak görünen kadının çalışma hayatındaki kayıt dışı istihdamından da kaynaklanmakta. Her ne kadar yıllar içinde kadının iş hayatındaki yeri gelişim göstermiş olsa da, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde bu istatistiği iyileştirmeyi başaramazsak hedeflediğimiz gelişim düzeyine ulaşmamız üzülerek mümkün olmayacaktır.

Kadınların iş gücüne katılım oranı sadece kadının ekonomik özgürlüğü, toplumsal saygınlığı, üretkenliği olarak değerlendirilmemeli, aslında bütünde ekonomik ve sosyal yaşamın sürdürülebilirliği açısından bir gerekliliktir. Toplumsal cinsiyet ayrımı küresel bir sorun olmaya bu yüzyılda maalesef hala bölge bölge kendini göstermeye devam ederken aslında bu işin temel çözümlerinden biri eğitimden geçmekte. Kadın ve kız çocuklarını güçlendirmek ve iş hayatına kazandırmak için elimizden geldiğince sosyal sorumluluk projelerinde yer almamız gerektiğini düşünüyorum. Onurcan Ambalaj olarak çalışanlarımızın çocuklarına cinsiyet gözetmeksizin hem kendi bünyemizde hem de vakıflar aracılığı ile burs yardımları yaparken en büyük önceliğimiz toplumsal gelişime katkı sağlamaktır.

Günümüzde işe alımlarda geleneksel değerlere dayalı tutumların bazı alanlarda devam etmesi maalesef kadın için çeşitli sorunları beraberinde getiriyor. Biraz da günlük hayatta karşılaştığımız bu örneklere değinmek istiyorum. Hala pek çok iş ilanında “erkek” çalışan aranması, kadın adaylara özür dileyerek “Evlenmeyi düşünüyor musunuz?, “Yakın zamanda çocuk planınız var mı?” sorularının sorulması, iş kolu ayrımlarının yapılması, “Bu pozisyon sizin için uygun olmayabilir!”, işyerinde kadınların sözlü/fiziksel tacize uğraması, kayıt dışı istihdamda kadın çalışan oranının fazlalığı, çalışma saatleri dışında evde kadın, anne, evlat rollerinde hala belirli geleneksel kalıpların benimsenmiş olması, kadınların duygusal olma bahanesiyle, belirli pozisyonlara kadar terfi ettirilmeleri, “Geri bildirim versek ağlayabilir, en iyisi bu projeyi başkasına devredelim”, doğum öncesi işten çıkarılma, “Doğum sonrası performansı düşebilir”, doğum-süt izni gibi izinlerde kanuni hakların uygulanmaması gibi çoğaltılabilecek üzücü davranış modelleri…

Fakat bir taraftan da ne şanslıyız ki, böyle düşünmeyen ve pozisyonlarımız ne olursa olsun, dirsek dirseğe, omuz omuza birlikte çalıştığımız her meslek dalından birçok erkek profesyonelin iş dünyasında sayıları her geçen gün artıyor… Ben dünyanın farklı renklerle hep birlikte harika işler çıkartacağımız bir yer olmasının umudunu içimde taşımaya devam edeceğim…

Dünyamızı daha yaşanabilir, daha huzurlu ve güzel bir yer haline getirme umudunu içinde taşıyan tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, kadın cinayetlerinin son bulduğu, eşitlik, özgürlük ve mutluluk dolu bir yaşam sürmelerini diliyorum.

GÖKÇE ÖZBEK 

İNSAN KAYNAKLARI VE İDARİ İŞLER MÜDÜRÜ